FOTOĞRAFLARA TIKLAYARAK BÜYÜK
OLARAK İZLEYEBİLİRSİNİZ.

29 Haziran 2009 Pazartesi

Yatağan-Stratonikeia-Sivrihisar köyü


Stratonikeia'ya ulaşmak için Yatağandan Milas
karayolu üzerinde 6-7 km gittikten sonra karşı_
nıza tahrip edilmiş,oyulmuş dağlar çıkıyor,
hemen sağ taraftaki tabelanın gösterdiği yoldan
1 km gidince Stratonikeia ve Sivrihisar köyüne
ulaşıyorsunuz.

YATAĞAN-STRATONIKEIA-ESKİHİSAR KÖYÜ



Antik kente girişteki bu tabelalarda Antik
kalıntıların isimleri ve yerleri belirtiliyor.
Ben bunlardan sadece tapınağı göremedim,o
bakımdan bayağı üzgünüm.İnşallah bir daha gelip
daha bilinçli olarak gezerim.

Stratonikeia tabelası ile birlikte antik kente
giriş yapıyorsunuz ama biraz şaşırarak.Kent
ismi Avrupaya kadar taşan bir aşk öyküsüne
dayandırılmaktadır.M.Ö 3.yy da İskender'in
komutanlarından Seleukos karısı ölünce yörenin
güzellerinden Stratonike'yi eş olarak alır,oysa
Stratonike ile Seleukos'un oğlu Antiokhas ara-
sında büyük bir aşk yaşanmaktadır.Bu evli-
likten sonra Antiokhos yataklara düşer,ve Kral
oğlunun bu durumuna çok üzülür .Araştırmaları
sonucunda olayı öğrenir ve karısıyla oğlunu evlen-
dirir,onlara düğün hediyesi olarak bu yöreleri
verir.Antiokhas bu verimli topraklarda karısının
adını taşıyan bu mermer kenti kurar.Stratonikeia'
nın mitolojide geçen öyküsü böyle.Bazı kaynaklarda
da Seleukos'un karısı Stratonike için bu kenti
kurduğu söylenir,aşk olayı,abartmalar insanlara
daha ilginç geliyor.Kentte girişte yol kenarında
asılan büyük tabelada aşkların ve gladyötörlerin
diyarı Stratonikeia diye yazmışlar.Kazılarda gladyö-
tör heykelleri bulunmuş,burada gladyötör okulu varmış
deniyor.Buluntulardan bazıları Muğla müzesinde imiş
ilk fırsatta Muğla müzesine gideceğim.Yalnız tiyatro-
su bu işler için uygun değil bence,normal bir yunan-
Roma tiyatrosu olarak gördüm.

YatağanEskihisar camii



Antik kente girişte karşılaştığınız bu cami ile
ilgili bilgiler bir tabelada veriliyor.Buna göre
Burayı 1670 de ziyaret eden Evliya Çelebinin yaz-
dığına göre Sultan camii olarak bahsettiği bir
cami vardır.Han ,hamam,cami üçlüsü olarak yapılan
yapının , Yörenin toprak ağalarından Şaban
ağa tarafından yaptırılıp bugüne gelen yapıyla
bir ilgisi varmı pek anlayamadım.2006 yılında
Şaban Ağa camisinin restorasyonuna başlanıldığı
belirtiliyor.Üstteki resimde görülen kısım camiin
hemen sol tarafında.Bir de Cami kapısının hemen
so bitişiğinde mermer bir sanduka şeklinde mezar
var ama açıklayıcı bir bilgi göremedim.

Yukarıdaki yapı Stratonikeia'ya girişte,
sadece duvarları var,kubbeli bir yapı oldu-
ğunu bu köşelerdeki üçgenlerden tahmin ediyorum.
Sanat Tarihi derslerinde kubbeli yapıların ilk
örneklerinin Uygur Türklerinde olduğunu anlatır-
ken bu üçgenlere de değidirdik hatırladığım kada-
rıyla.Türklere özgü kubbe oturtma tekniği,köşeler-
de kalan boşluklar üçgenlerle dolduruluyor.Yapıyla
ilgili bir bilgi edinemedim ama Evliya çelebinin
bahsettiği cami'nin yanında yapılan Hamam kalıntısı
olabilir.


Eskihisar'ın girişinde büyük çınar ağaçları
ve değişik yapılar insana zamana bir yolculuk
yaptırıyor.Beylikler dönemi,Osmanlı'lara kadar
gidiyorsunuz.

Yatağan-Eskihisar evleri



İki değişik örme tekniğini gösteren bu fotoğ-
raflarda olduğu gibi tahta hatılların arası
taş malzemeyle doldurulmuştur.Bu şekli daha
çok kerpiç evlerde gördüm,Karadeniz'de de aynı
bunun gibi tahta hatılların arasında taş mal-
zeme ile örülmesini görmüştüm.Bu köyde daha
önceleri Rumlarla Türk'lerin birlikte yaşadık-
ları bazı yerlerde geçiyor,bu Rum evleri duruyor
mu bilemiyorum.İnternette bu köyün geçmişi ile
ilgili yeterli bilgi yok.Bana evlerin biçimi,
planı tipik Türk evi olarak göründü.Bu açıdan
bu evlerin restore edilerek gelen turistlere
iki değişik uygarlığı tanıtmak önemli olsa gerek.

Taş evler doğa ile öyle uyumlu ki,gezerken
bir antik kalıntılara bir de bu evlere koşup
duruyorsunuz.Bu yolların ve yapıların sessizliği
sizi şaşırtıyor,hele bir de burada birbirinden
ayrı iki dünyanın olduğunu bilmeden buralara
geldiyseniz.Antik bir kent göreceğim diye geldim,
daha girişte Tarihi Türk yapılarıyla karşılaştım.
Acaba yanlış bir yere mi geldim diyorsunuz hemen.
Stratonikea antik kentinde ve Türk evlerinde
bakımsızlığın,ilgisizliğin izlerini görüp hayalet
bir şehirde gezdiğinizi düşünüyorsunuz.

Badana yapılmış bu evde oturanlar vardı.Evler
antik mimari ile uyum içinde ,yeşilliklerin
arasında hoş bir görüntü sunuyorlar.

Gymnasion'un batısında köy evlerinin görüntüsü.
İnsanlar bu antik kente hangi gözle baktılar,
çocuklar bu essiz yapıların arasında ne oyunlar
oynadılar.Bizim gibi toprağının her karışından
tarih fışkıran hangi ülke var,ve bütün bu eserle-
ri bir taş yığını olarak,inşaat malzemesi olarak
gören.Şimdi o evler de Stratonikeıa gibi sessiz
ve acılı duruyor.Stratonikiea biraz daha zamana
direnecek ama köy evleri biraz daha böyle giderse
sona yaklaşmış gibi.

Gymnasion'un hemen sağında gördüğüm bu taş
adak ile ilgili olabilir diye düşünüyorum.
Akıcı maddenin belli bir yere akmasını sağla-
yacak bir yol yapılmış.

28 Haziran 2009 Pazar

Stratonikeia-Gymnasion(spor Okulu)




Stratonikeia'daki gymnasion Anadolu'nun en büyük
Gymnasionlarındandı.Bu yapılar gençlerin bedensel
ve zihinsel eğitim gördüğü yerlerdi hala avrupada
burdan esinlenerek bu adda okullar vardır.Yine
bu yapıda da çok büyük mermer bloklar kullanılmış.
Depremle yıkıldıktan sonra bir kaç tamir gördüğü
değişik örme biçimlerinden anlaşılmakta.
Bayram ,tören ve şölenler de Gymnasionda yapılırdı.

Stratonikiea-Gymnasion


Gymnasion'a(spor okulu)giden yol.


Bouleuterion'un hemen solunda kapıya benzer
bu mimari parça vardı,bir tarlanın ortasında.
Burada antik eserlerle evler iç içe girmiş.
Bazı parçalar yapılarda kullanılmış.

Yatağan-Eskihisar köyü-Ağa evi



Mermerler kullanılarak yapılan diğer bir yapı
da bu bina,bekçiye sorduğumda ağanın evi dedi.
Yetkililerden ricam bu yapılarla ilgili açıklayıcı
tabelaların buralara konulması.



Bouleuterion(meclis binası)un karşısında bu
yapı var.

Stratonikeia- bouleuterion




Bouleuterion(meclis binası)40x26 m boyutlarında
çok geniş mermer taşlardan yapılmış bir yapı.
Ortasında oturma basamakları var o gün gezdiğimde
bir turist grubu vardı basamaklara oturmuş fotoğ-
raf çektiriyorlardı.

Okuduğum yazıların bazısında Yatağan termik
santralinin kömür sahası içinde olduğu için
bu köyün boşaltıldığı yazıyor,bazısında da
termik santralin etkisinden köyün terkedil-
diği belirtiliyor,gerçek hangisidir bilmi-
yorum ama gerçek olan böyle bir antik kent
yok edilmektedir.Gezerken resimdeki teyzeye
rastlayınca şaşırdım,teyze köyde 4-5 ailenin
yaşadığını söyledi.


Bu arada antik eserlerin arasındaki tarlalarda
ve yol kenarlarında çok sayıda nar ağacı çiçek
açmıştı,böğürtlen çiçeklerinin görünüşü de ayrı
bir güzellikteydi.



Tiyatrodan dönerken yol kenarındaki bu duvar
kalıntısı ilgimi çekti.Toprağın altında da
bayağı bir kısmı var,sur mu yoksa bir yapının
duvarlarımı?Bayağı büyük
yekpare taşlarla ustaca örülmüş.

Yatağan-Stratonikea-Tiyatro




Tiyatroya giden yolu gösteren tabelaya
uyarak tiyatroya doğru yol aldım.Bayağı bir
bahçe ve tarlalardan geçtikten sonra tenha
bir yerde dik bir tepenin eteğine kurulmuş
tiyatroya vardım.Şimdiye dek gördüğüm en
dik tiyatroydu bu,sahnenin ortasında çıkarıl-
mış mimari elemanlar duruyordu.Tiyatronun hemen
üstündeki tepede Akropol varmış ama ben çıkamadım.



Girdiğim bir yolun sonunda bu bina ile
karşılaştım,kapısında Kültür Bakanlığı
Eskihisar Köyü Müze Deposu yazıyordu.
Önünde girişlere konulan türden iki
değişik aslan figürü ve değişik şekiller-
de oyulmuş taşlar vardı.

Stratonikeia'nın girişinde konan tabelanın
fotoğrafını çekerek bu ilginç şehirden ayrıl-
dım.

27 Haziran 2009 Cumartesi

Hekate kutsal alanı-Lagina-Yatağan


Kutsal alanın girişinde Hekate ile ilgili
bilgi veren bir tabela var.Fakat diğer mimari
kısımlar ile ilgili bir açıklama yok,aslında
bazı antik yerlerde konan bu açıklayıcı bigiler
o yere daha değişik bir gözle bakmamıza neden
olmakta,bazı şeyleri gözümüzün önünde canlandırabil-
mekteyiz.
Benim Hekate alanına gelişim de ilginç oldu,ani
bir kararla İzmir'e gelirken Yatağan'a saparak
buraları görmüş oldum,Pazar günü olduğu için herhalde
kimseler yoktu,tenha bir yerde insan biraz tedirgin
oluyor,günümüzde her türlü insanın bulunduğu bir
zamanda.

Yatağan-Lagina


Muğla Yatağan'a girdikten sonra Yatağan
termik santralinden sağa dönerek 8 km
kadar gidiyorsunuz.Yolun girişinde Turgut
Lagina yazar.Lagina Stratonikeia antik
kentinin dinsel alanı oluyor.Burada Ay
Tanrıçası Hekate için yapılmış bir tapınak
bulunmakta,Stoa'lar,altar,Propylon,kutsal
havuz ve rahip evleri bualanda bulunan
kalıntılardan başlıcaları.Hekate için belki
de bilinen tek tapınak bu.Yunan mitolojisinde
adı fazla geçmeyen Hekate Karya'lılar için
önem bir tanrıydı.Hekate sözcüğü de Karya'ya
özgüdür.Her yıl normal olarak törenler yapılır,
5 yılda bir de büyük tören olurdu.Günümüzde de
Lagina'nın sınırları içinde yer aldığı Turgut
Belediyeşince törenler yapılmaktadır.Bir çok
değişik ve çok yönlü bir tanrıça olmasına karşın
Hekate Romalılar zamanında yaşlı ve büyücü bir
tanrıça olarak gösterilmiş,günümüzde de Avrupa'da
Cadılar bayramı Hekate ile bağlantılı bir yöne
saptırılmıştır.

Lagina-Hekate kutsal alanı-Propylon



Propylon kutsal alanın giriş kapısıdır.
Doğuda yarım yuvarlak şeklinde,üç basamak-
lıdır.Burada 5 sütun bulunurdu.Ortada bir
kapı görülmekte.Daha sonra 10 basamakla
aşağıya inilir.Bu yol Altar alanına doğru
devam eder.İon nizamında yapılmış.



Propylon'un yarım daire şeklindeki kısmın
zemini ve basamaklar.

Hekate kutsal alanı




Propylon'dan değişik görüntüler.

Hekate tapınağı üçgen alınlıkları




Lagina'dan bahsederken Ressam Osman
Hamdi Bey'i anmamak olmaz.Lagina'yı
ilk keşfedenlerdendir.Hekate tapınağının
frizlerini ve daha bir çok kıymetli eseri
İstanbul'a götürerek Arkeoloji müzesini
kurmuş ve bir çok eserin kaçırılmasını
önlemiştir.Hekate tapınağı frizlerinde;
zeus'un yaşamı,Tanrıların Gigantlar ile
savaşları,Karya tanrıları,amazon savaşları
gibi sahneler yer almakta.